Abdülkadir Geylani tarafından,
1166´da Bağdat´ta kuruldu.
Kadirilik´in silsilesi Hz. Ali´ye dayanır.
İslami kaynaklara göre,
Kadirilik,
tasavvuf seha,
rıza, sabır, işaret,
gurbet, seyahat, fakirlik
ve suf (yün elbise) giyinmek üzerine kuruludur.
Geylani´ye göre bir mürid önce,
bir çile dönemi yaşayarak,
yokluğa tamamıyla alışmalı,
sonra uzaklaştığı dünyaya yeniden dönerek,
haz ve nasibini ala, ala,
başkalarını irşad etmeli,
aydınlatmalıdır.
Ancak;
dünya ve ahiret nimetlerinin,
insan ile Allah arasında,
bir perde olduğu unutulmamalı,
mutasavvıf bu nimetleri değil,
Allah´ın zatını kendine amaç edinmelidir.
Bunun için;
üç konuya özen gösterilmelidir:
*-Allah´ın emirlerini yapmalı,
*-yasaklarından kaçınmalı
*- ve kadere boyun eğmelidir.
****
Tarikat içi kurallara göre:
Kadiriliğe geçiş
"Mubayaa"
adı verilen
ve bir takım ritüellere bağlı olarak yapılan,
bir törenle olabiliyor.
Kadirilere göre;
Mübayaa´nın her harfinin,
özel bir anlamı vardır.
****
Bu anlamlar,
bir bakıma Kadirilik´in esaslarını belirtir.
Buna göre:
*-Mim,
Allah´ın bâkî,
nefsin fânî
ve mürşidin kemal sahibi,
olduğunu bilmektir.
*-Be,
Kalbin Allah ile,
cesedin ibadet ile,
zatın mürşide hizmetle,
ayağın İslam´a uymakla,
beka kazanmasıdır.
*-Elif,
mirac ile ruhun saflaşması,
her zaman verilen sözü yerine getirme,
mürşidin söz ve davranışlarına içten inanmadır.
*- Ye,
sebat,
bütün hallerde,
ihlâsın kaynağı bulunduğu,
intibaını uyandırmaktır.
*-Ayn,
himmet yüceliği,
başkalarına uymama
ve sağlam bir kalbe sahip olmadır.
*-Te,
doğruluk,
tevekkül,
tahakkuk
ve tahkik ehli,
olmaktır.
****
Kadirilik´te zikir,
açık olarak
ve çok defa topluca yapılır.
Zikir sırasında,
oturulabileceği gibi,
ayakta da durulabilir.
Zikir ayakta yapılacaksa,
halka biçiminde dizilen müridler,
ellerini birbirlerinin omuzları üzerine koyarak,
hep bir ağızdan zikre başlarlar.
Genellikle "Hu" diyerek,
yapılan zikir sırasında,
gözler kapatılır;
baş,
kelime-i tevhidi temsil edecek biçimde,
sağa-sola sallanır.
Kadirilik,
İslam dünyasında,
en yaygın tarikat olarak biliniyor.