Ehl-i Sünnet fıkıh mezheplerinin,

?tarih itibariyle? birincisi olan Hanefî mezhebi,

ismini, İmam-ı Azam Ebû Hanife?den almıştır.

Ebû Hanife?nin asıl ismi Numan b. Sabit dir,

Bu mezhebe mensup fakihlere

ve bu mezhebin görüşüyle amel edenlere Hanefî denir

****

Özellikle Irak?ta gelişti.

Abbasiler döneminde devletin mezhebi oldu.

Horasan ve Mevaraünnehir?de gelişti.

Abbasilerin yıkılmasından sonra ikinci plana geçti.

****

Osmanlılar da önem kazandı.

Günümüzde Türkiye,Türkistan,

Afganistan Yunanistan, Bulgaristan,

Romanya da yaygındır.

Azerbaycan, Dağıstan Türkleri,

Kafkasya Çerkezleri,

Gürcülerin bir kısmı,

Kuzey Kafkas Türkleri Hanefi?dir.

Hindistan ve Pakistan?da ise,

tek mezhep olduğu söylenebilir.

****

Dört Sünni mezhebin nüfus açısından en genişidir.

Takipçileri tüm İslam âleminin çoğunluğunu oluşturmaktadır.

Diğer üç mezhep

Şafii,

Maliki

ve Hanbeli?dir.

Hanefilerin itikatta (inançta) mezhepleri Maturidiyedir.

****

Hanife sözcüğü Hanif kökünden gelir.

[Hanif, İslam öncesinde,

Allah?ın birliğine inanan

ve Hz İbrahim?in dininden olanları,

tanımlamakta kullanılırdı.]

****

Ebu Hanife İslamiyet?i iman,

amel ve ahlak esasları olarak,

bir bütün halinde,

insanlara yeniden duyurmuş,

şüphesi ve bozuk bir düşüncesi olanlara,

cevaplar vermiş,

önce itikatta birlik,beraberliği sağlamış;

ibadetlerde ve günlük işlerde,

İslam fıkhının esaslarını ve şeklini tespit etmiştir.

Böylece, ikinci hicri asrın müceddidi

(dinin yeniden yayıcısı),

unvanını almıştır.

****

İmam-ı Azam ticaretle de uğraşırdı.

İmam-ı Azam bütün zorlamalara rağmen,

hükümet ve siyaset işlerine karışmamıştır.

İkinci Abbasi halifesi bu yüzden İmam-ı Azamı,

hapsettirip işkence yaptırmış ve zehirleterek öldürtmüştür.

****

İmam-ı Azam?ın talebeleri

Ebû Yusuf ve Muhammed,

onun tedrisatını devam ettirmişler

ve ondan öğrendikleri usule uyarak,

kaynaklardan hüküm çıkarmayı sürdürmüşlerdir.

Böylece İmam-ı Azamın görüşleri,

bir mezhep halini almıştır.

****

Hanefi mezhebinde bir konuda hüküm çıkarmak için:

*-Önce;

?kitaba? yani Kur?an?a başvurulur.

*-Kitapta bir delil bulunamazsa;

sünnete bakılır.

*-Sünnette de yoksa;

sehabenin birinin görüşü temel alınır.

*-Sahabe sözünde de bir cevap bulunamazsa, en son:

kıyas?a(1) başvurulur.

Not-:

(1)Bir İslam hukuku terimi olarak kıyas;

hakkında nass bulunmayan bir meseleyi,

nass ile sabit olan bir meseleye bağlamaktır.

Kıyası, bazı fıkıh mezhepleri kabul ederken,

bazıları da kabul etmez.