Geçen hafta;

Haşhaşiliğin doğuşunun

İsmailiye ile olan bağlantısından söz etmiştim.

Şimdi de;

İsmailiye, Haşhaşiler, Hasan Sabah,

İlişkisine göz atalım

****

İsmailiye öğretisinde,

?ruhun bedende olduğu sürede,

yapılanlardan sorumlu olduğu,

bedenden kurtulmakla,

günahtan kurtulduğu?,

düşüncesi işlenmekteydi.

****
İsmailiye?nin yedi basamağı şöyleydi:

*-Mümin

(şeriat kurallarının öğretildiği kademe),

*-Mükellef

(diğer dinlerin de öğretildiği ,

tümünün aynı hedefe yöneldiğinin,

anlatıldığı kademe)

Dai

(Sır saklamanın öğretilip,

sınamanın yapıldığı mertebe)

Daii Ekber

(bu kademede gerçek sırlar verilmeye başlanırdı.)

Zu Massa

(bu kademede tarikat sırrının özeti olan,

?tüm dinlerin gerçeğe ulaşmakta yetersiz olduğu? bilgisi verilirdi)

Hüccet

(en yüksek kademe buydu

ve bu kademeye gelen kişi,

dini yükümlülüklerden kurtulmuş sayılırdı)

Şeyh el Cebel

(Bu kademe tanrısal özelliklerin kazanıldığı son noktaydı).

****
Özetle,

874?ten başlayarak,

1256?ya kadar,

İsmailiye o denli güçlü idi ki,

1164?te İmam 2. Hasan ,

?Ramazan münasebetiyle şeriatı kaldırdığını? açıkladı.

****

Selçuklu devletinin ortaya çıkmasıyla,

İsmailiye?nin haşmetli günleri sona erdi.

****

Varlığını;

?1090 senesinde,

Hasan Sabbah liderliğinde,

Hazar Denizi?nin güneyine yakın,

Alamut Kalesi?ne sığınarak?

korudu.

****
Burada söylenmesi gereken,

Hasan Sabbah? taraftarlarına

?Ashaasiyin? adının verilmesinin ,

Sebebi;

sanıldığı gibi ?eylemden önce?,

müritlere haşhaş verilmesi olmadığıdır.

****

Bu kelime Arapçada ?Bekçiler?

ya da ?Sır belçileri? anlamına geliyor.
Sabah?ın ?bekçileri? yeniden doğuşa,

?bedenden bir an önce,

kurtulmak gerektiğine inanan?,

sınırsız itaat anlayışıyla,

yetiştirilmiş kimselerdi.

****

Bundan dolayı Hasan Sabbah,

Alamut?a gelen,

Selçuklu Sultanı Melikşah?ın,

elçisinin durumu kavraması için,

iki müridine,

uçuruma atlama emri verdiğinde,

adamlar tereddüt etmeden,

kendilerini boşluğa bıraktılar.

****

Buna rağmen;

Melikşah kentlerde oturan,

ne kadar İsmailiye taraftarı varsa,

öldürttü.

Ünlü vezir Nizamülmülk komutasında ,

Alamut kuşatıldı.

Bir fedainin Nizamülmülk?ü öldürmesiyle,

kuşatma kaldırıldı.

****

Yerine gelen Kaşani de,

İsmaililere aman vermedi.

Ama Sabbah?ın fedaileri,

Kaşani başta olmak üzere,

pek çok,

Selçuklu ileri geleninin,

canını aldı.

****

Sonunda Sultan Sancar,

İsmailiye?yi mezhep olarak,

tanımak zorunda kaldı.

****

İsmailiye taraftarları,

1119 yılında Haçlı seferi sırasında,

Kudüs Muhafızı olarak,

Papalık ordusuna katılan

ve Süleyman Mabedini,

koruma görevleri dolayısıyla

?Knights Templier?

sıfatını taşıyan,

şövalyelerle temasa geçti.

****

Kendilerinin de,

Sünni Müslümanlara düşman olduğunu,

şövalyelerin Süleyman Mabedi?nde,

görev yaparken,

temelde gömülü,

bazı Batıni sırları,

elde etmelerinin,

iyi olacağını hatırlattılar.

****

Bu bilgiyi,

Kabalacı Yahudilerden doğrulayan,

Templier şövalyelerinden bir heyet,

Hasan Sabbah?ın,

bilgilerinden yararlanmak için,

Alamut?a gitti.

****
Burada İsmailiye inancı konusunda,

ayrıntılı bilgi alan şövalyelerin,

Katolik inancından,

uzaklaştıklarının işareti,

Papalığın tarikatın mensuplarını,

Kâfir Müslümanlarla ilişki kurmak,

hatta Müslümanlaşmak?la suçlamasıdır.

****

Nitekim Templierler,

İsmaili teşkilat yapısını örnek alarak,

kendi organizasyonlarını,

yeniden düzenlediler.
Üç dereceli,

bir inisiasyon sistemini benimsediler,

kursal ruhu sembolize ettiği için,

beyaz giyinip,

ellerini kirden korumak maksadıyla,

eldiven takmaya başladılar

ve tıpkı İsmailiye gibi,

beyaz dışında kırmızı rengi,

kendilerini tanımlamak için kullandılar.

Fark kırmızı şeritleri,

göğüslerine haç şeklinde işlemeleriydi.

Ayrıca İsmailiye?den,

tarikat mensuplarının,

şifreli sözcük ve işaretlerle,

biribirini tanıması ilkesini de aldılar.