Mahalli bir gazetede yayınlanan habere göre İl Özel İdaresinin trilyonlarının Bolu genelinde yapılacak hizmetlerde harcanmasına yön veren İl Genel Meclis üyelerinin seçildikleri komisyonlarda toplantı yapmadan rapor hazırladıkları belirlenmiş.

Sayın Valim sizde bu durum üzerine HAKLI olarak sinirlenip; hiç toplantı yapmadan yedi imzalı komisyon raporunu bir memura hazırlatıp ondan sonra laf söylüyorsunuz. Siz BOLU’NUN yerel PARLEMENTERLERİSİNİZ. Yerel PARLEMENTO genel PARLEMENTODAN daha önemlidir, demişsiniz.

Tebrikler Sayın Valim, sizi yürekten alkışlıyorum.

Gerçekten mahalli PARLEMENTO genel PARLEMENTODAN daha önemlidir ve bu kavram sadece Bolu’nun değil ülkemiz kamuoyunun önüne konulmalıdır.

Eğer mümkünse İl genel meclisinin duvarına bu vecizenizi yazdırınız. (Hatta mümkün olsa da tüm vilayetlerin il genel meclis duvarlarına yazdırılabilse)

Sayın Valim sinirlenmenize ve vecize söylemenize neden olan olay basit bir olay değildir.

PARLEMENTER sistemimizin işlediğini,

seçilen kişilerin topluma hizmet gayesi ile gelmediğini,

çok net bir biçimde anlatıyor. Eğer olay gerçekten gazetenin yazdığı gibi cereyan etti ise, vay başımıza gelenler...

Haberin konusu olan il genel meclisi üyesi arkadaşlarımızı Bolu halkı olarak dinlemek gerekir. Bu sütun değerli arkadaşlarımıza açıktır. Kendilerini çok önemli olan bu haberle ilgili AÇIKLAMAYA davet ediyorum.

İnşallah HABER DOĞRU DEĞİLDİR.

Ne demek BOLUCA..

İnsanın, yaradılışından beri en önemli sorunu iletişim olmuştur. Önceleri beden ve işaret lisanını kullanan insan, sesler çıkarabildiğini fark edince konuşmayı öğrendi.

Efsaneye göre; ilk insan topluluğunun yaşadığı BABİL KULESİNDE LİSAN tekti. Babil’in hasbahçelerinde mutlu yaşam sürüyorlardı.

Bir sabah uyandıklarında birbirlerinin konuştuklarını anlayamadılar, düzen alt üst oldu. Hasbahçeler harabeleşti, insanlar anlaşamamaktan dolayı saldırganlaştı. Böyle oluncada, dünyanın dört bir yanına dağılıştılar. Değişik milletler doğdu. Her milletin lisanı, kültürü, düşüncesi, yaşam biçimi, hukuku örfü adeti oluştu.

Bu oluşumların tümü bir başlık altında ifade edildi. Fransızca, Almanca gibi; Bana göre BOLUCA Bolu’da asırlardır yaşayan tüm insanların konuşma, düşünme, yaşama biçiminin müşterek adıdır.

Benim türettiğim bir SEMBOL’dür. BOLUCA ...

Bolu’yu BoluCA bilenler doğru algılayabilir. Ben Boluluyum öyle ise BoluCA yı bilirim demek mümkün değildir. Boluda yaşayan, Boluyu seven her insan BoluCA’yı öğrenebilir. BoluCA bilenler BOLU’ya faydalı olur.

Doğum yeri Bolu olanlar, başka yerde doğduğu halde Bolu’da yaşayanlar kendinize sorun lütfen BoluCA biliyor musunuz? Atalarım Bolu da doğdu, eğitimimin üniversite öncesini Bolu’da aldığım, Bolu’da yaşadığım halde özellikle BoluCA’nın unutulmaya yüz tutan değerlerini öğrenme ihtiyacında olduğumun farkındayım.

Kendinizi sınamak ister misiniz?

ETTEN BERİ SEYİRDEKTEN ILCANIN BÖNEDİNE DÖMBEDEK DÖBLEK TIGIVEDİM.

Anlayabildiniz mi?

Haydi, hep beraber BOLUCA öğrenmeye, düşünmeye, hissetmeye çalışalım. Başlamak, başarmanın yarısıdır.

YANLIŞ ANLAYAN KAMURAN BEY KARDEŞİM

“Şaka Yaptık Faka Bastın” köşende bazen çok iyi anlayıp dinlemeden vede doğruluğunu incelemeden birşeyler yazıyorsun. İnsanlar üzülüyor, 26.11.2001 tarihli nüshada 1989 yılında benim tek başıma Bolu İli gelişme planı yaptığımı yazmışsın. Estağfurullah ... Benim haddim değildir öyle bir plan yapmak.

Benim hazırladığım 1988 yılında Bolu Tic. Ve San.Odası adına Bolu’nun 4. plan döneminde kalkınmada öncelikli illler arasında olduğu halde 5. plan döneminde öncelikli iller arasından çıkarılıp yerine MALATYA’nın alınması üzerine tarafımca hazırlanan MUKAYESELİ BİR RAPOR İDİ ve 5.plan döneminde öncelikli kabül edilen dört ilden Bolu’nun daha gerice yöre olduğu gerçeğini ortaya koymuştum. 5. plan döneminde kalkınmada öncelikli iller arasına dahil edilmemizi talep etmiştim. Asla bir il gelişme planı değildi. Planlama öyle herhangi bir kişinin veya grubun tek başına yapacağı bir iş değildir.