Geçen hafta (oniki değil),

İki dev adam, Bolu?ya geldi.

Üçüncü Bolu?dandı

Birincisi A.İ.B.Ü. Tıp Fakültesi?nin,

İkincisi A.İ.B.Ü. ?nün açılış töreninde,

dönemin ilk dersini verdi.

Her iki ders de muhteşemdi.

****

Üçü de çok gençti.

?Biri 82, diğeri 71, üçüncü de 78 yaşında?.

Enerji dolu, ışıl, ışıldılar.

Çağlayan gibi, çağıl, çağıl çağlayıp,

gürül, gürül ırmak gibi aktılar.

****

Ders verenler:

Vizyon çizdiler.

Nasip sundular

Hedef gösterdiler.

Herkese ?tasını doldurma? fırsatı verdiler.

[büyük matematikçi,

astronom, feylesof,

şair Ömer Hayyam?ın;

Şarap(2) doldur tasına(3),

tasın toprak dolmadan,

demesi gibi.]

****

Umarım, orada olanların hepsi de,

(kimi az, kimi çok) nasiplerini almıştır.

Gönlüm orada olmayanların da,

nasip almasını isterdi.(4)

****

İsterdi ama,

Âşık Veysel?in dediği gibi,:

[Tâbirin sığmaz kaleme

Derdin dermândır yâreme

İsmin yayılmaz âleme

Âşıklarda meşk olmasa

***

Kim okurdu kim yazardı

Bu düğümü kim çözerdi

Koyun kurt ile gezerdi

Fikir başka başka olmasa

**

Senden aldım bu feryâdı

Bu imiş dünyanın tadı

Anılmazdı Veysel adı

O sana âşık olmasa]

nasip alabilmek için ?o aşk? gerekir.

****

? O aşk? herkeste var mı?

****

Suale bak, suale!

Aşk tabiî ki var diye cevap verilebilir.

Hatta böyle de sual sorulur mu, denebilir.

Aşk ortalıkta.

Âşık olan olana!

Kimi paraya, kimi iktidara, kimi şehvete.

(Aşk uğruna neler yaparlar neler!)

****

Ama benim kastım o aşk değil.

****

Ya ne?

Cennet?te köşk ve huri umudu ile, zikir etmek mi ?

Hayır!

Âşık Yunus, ? âşık? ama,

köşklü, hurili Cennet?e talip değil.

Ya neye talip?

[Cennet, cennet dedikleri,

bir kaç köşkle, birkaç huri

İsteyene ver onları,

bana seni gerek seni.]

O görünmeyeni görmeye talip.

bana seni gerek seni, diye yakararak,

Tanrı?ya (Mükemmele) ulaşmak istiyor.

****

Mükemmele ulaşmanın yolunu da,

Şöyle anlatıyor:

[İlim ilim bilmektir,

ilim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin,

ya nice okumaktır.

Okumaktan mana ne,

kişi Hakkı bilmektir.

Cün okudun bilemedin,

ha bir kuru emektir.

***

Yunus Emre der hoca

Gerekse bin var hacca

Hepsinden iyice

Bir gönüle girmektir]

****

Üçüncüsü de A.İ.B.Ü. açılış töreninde;

?tarihi bir açılış konuşması? yaptı.

İşte o konuşmanın özeti:

[*-Hükümetimizin, bu eşi bulunmaz ülkeyi,

Muasır Medeniyet çizgisinden, saptırma hatasına düşmeyeceğine inanmak istiyorum.

*-Amcam İzzet Baysal, ?sözde değil, özde? Atatürkçüydü.

*- Önderimiz Sağ olsa idi,

İzzet Baysal için,

?İşte benim Cumhuriyeti emanet ettiğim gençlik bu!?

diye övünürdü, diye düşünüyorum].

Ne ilginç değil mi?

Tüm âşıklar aynı yoldan gidiyor.

Kimi şiir söyleyerek,

kimi bilime büyük katkılar yaparak,

kimi yönetici olarak üstün başarılar sergileyerek,

kimide tüm servetini toplum için seve, seve harcayarak,

örnek olup ?aşk dersi? veriyorlar.

Not-I:

1-Dünyanın en tanınmış Beyin Cerrahı, Sayın Prof. Dr. Gazi Yaşargil

2-Anadolu Üniversitesi?nin kurucusu, Eskişehir Belediye Başkanı,

Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen

3-İzzet Baysal Vakfı Başkanı Sayın Ahmet Baysal

II: Şarap= tasavvuf edebiyatında ?ilahi aşk? şarap ile simgelenir.

III: Tas=Mecazi olarak, kafatası ve içindeki beyin anlamında kullanılmıştır.

(Şair ölmeden önce, beyninizi (ruhunuzu), ilahi aşk ile doldurun demektedir.)

IV: Keşke, tüm mahalli gazeteler o derslerin tam metinleri, mahalli TV de video bantlarını yayınlasa!