Rüşvet çok eski,
Şeytani bir illettir.
Şeytanın, tek evladı da değildir.
Onun,
yolsuzluk,
hortumlama gibi,
daha pek çok,
evladı vardır.
****
Şeytanın evlatları,
her yanımızı,
sarmış durumda.
Bu muhasara,
yeni değildir,
çok eski devirlere,
dayanır.
****
Ne kadar mı eskiye?
Ohoo!!!!
Git eski devirlere,
gidebildiğin kadar.
****
O kadar da çok,
geriye gitmeyip,
Osmanlı imparatorluğuna,
bir göz atalım.
****
Devir,
kanunlar yapması ile ünlü,
Kanuni Sultan Süleyman devri(1).
Kanuni Bağdatı,
feth edip dönerken,
şair Fuzuli ye maaş bağlar.
Fakat Fuzulî,
bu maaşı alamaz.
****
Nişancıbaşı,
Celâlzâde Mustafa Çelebiye,
Şikâyetnâme adıyla,
ün yapmış olan,
aşağıdaki mektubu,
yollar:
[Selam verdim,
rüşvet değildir diye,
almadılar.
Hüküm gösterdim,
faydasızdır diye,
iltifat etmediler.
Eğerçi görünürde,
itaat eder gibi,
davrandılar ama,
bütün sorduklarıma,
hal diliyle,
karşılık verdiler.
Dedim:
- Ey arkadaşlar, bu ne yanlış iştir,
bu ne yüz asıklığıdır?
Dediler:
- Bizim adetimiz böyledir.
Dedim:
- Benim riayetimi,
gerekli görmüşler
ve bana tekaüt beratı ,
vermişler ki ,
ondan her zaman pay alam
ve padişaha,
gönül rahatlığı ile,
dua kılam.
Dediler:
- Ey zavallı!
sana zulüm etmişler
ve gidip gelme sermayesi,
vermişler ki,
daima faydasız mücadele edesin
ve uğursuz yüzler görüp,
sert sözler işitesin.
Dedim:
- Beratımın gereği,
niçin yerine gelmez?
Dediler:
- Zevaittir,
husulü mümkün olmaz.
Dedim:
- Böyle evkaf,
zevaidsiz olur mu?
Dediler:
- Asitane'nin masraflarından artarsa,
bizden kalır mı?
Dedim:
- Vakıf malın,
dilediği gibi kullanmak vebaldir.
Dediler:
- Akçamız ile satın almışız,
bize helaldir.
Dedim:
- Hesaba alsalar,
bu tuttuğunuz yolun,
fesadı bulunur.
Dediler:
- Bu hesap, kıyamette sorulur.
Dedim:
- Dünyada dahi hesap olur,
haberin işitmişiz.
Dediler:
- Ondan dahi korkumuz yoktur,
katipleri razı etmişiz.
Gördüm ki,
sualime cevaptan başka,
nesne vermezler
ve bu berat ile,
hacetim kılmağın,
reva görmezler,
çaresiz mücadeleyi,
terk ettim
ve mey'us ü mahrum,
guşe-i uzletime,
çekildim.
Fuzuli]
****
Kanuni devrinden
Günümüze….!
Asırlar geçti.
Şeytanın evlatları,
her yana,
Ayrık otu gibi,
kök saldı.
(Allah ile de,
aldatmaya başladılar.)
Sökülüp atılmaları,
çok zor.
Yüce Allah,
encamımızı,
hayır eyleye…
Eğerçi: İse de, her ne kadar.
tekaüt: Emekli
Berat: Padişah buyruğu
Zevait: Fazla ve yararsız şey.
Akça: Eskiden para olarak kullanılan gümüş sikke.
hacet: İhtiyaç gereklilik.
mey'us: Kederli
guşe-i uzlet: Tenha köşe.
Not-:(1) O dönemdeki,
yolsuzlukları merak edenler,
Koçi Bey risalesini inceleyebilirler.
Öneri: İlgisi nedeni ile,
İSLAM İNANCI VE RÜŞVET
başlıklı yazımı da okumanızı dilerim.