Meydanlar vıcık vıcık,
Palavra, boş vaad, iyice abartıldı.
Milletin gözünün içine baka baka desteksiz atıyorlar.
Tek gaye, iktidar gemisinden birkaç koltuk kapmak.
Yeterli OY almak.
İktidar gemisi sanki Nuh’un gemisi.
Gemiye kapağı atanlar yaşadı. Geride kalanlara TUFAN.
Tufanda, topu birden boğulacak olan millet, yorgun, şaşkın!
Afyon yutmuş gibi, Üretim, verimlilik kimsenin umurunda değil.
Çiftçi, Ben üretmeye devam edeyim, verimliliğim düşük olsa da, bana ne. Devlet versin (dünya fiyatları üzerinde) taban fiyat.
Alsın, ürünümü satar mı, yakar mı ne yaparsa yapsın, sevdasında.
Zanaatkar, ucuz kredi peşinde.
Gençler, mutlaka üniversiteye yüksek okula girmeli;
Devlet mümkünse her kasabaya üniversite açmalı.
Diplomalı işsiz orduları oluşturulmalı.
Maksat kalite değil diploma. Al diplomayı hadi yallah, saldım çayıra, mevlam kayıra. Ortada bir eğitim karadeliği oluşmuş, habire para yutarmış. Olsun varsın.
Planlama mı ?
O da ne ?
D.P.T. Devletin, Ankara muhtarı olmuş,
Görevi, makro düzeyde (kıt kaynakları verimlilik esasına göre) planlamak değil, önüne gelen her kağıda mühür basmak.
Herkesin hedefi, devletin işçisi, memuru olmak.
Ne yapıp yapıp kadroya girmek.
Bir kişinin yapacağı işe on kişi tayin edilmiş, kimin umurunda.
Devlet baba değil mi ?
Baksın evlatlarına !!
Büyük sermayenin bir kısmı başka alem.
Uydurmuş devlet kasasına anahtar, hortumla yavrum hortumla!
Batırırlar bankaları, buharlaşır vatandaşın paraları,
Denetlemeyen devlet baba, ödesin.
Dayan, devlet baba dayan, al içten dıştan borç, sakın bizim rahatımızı bozma.
Aksın devlet musluğu, millet doysun.
Oh ne ala ne ala !
Bu düzen devam etmeli ;
Demokrasi dediğin ne ki,
Onu bırak, beni kayır rejimi.
Gücü yeten yetene,
Beş on lider çıkar meydana,
Hz.Nuh kılıklı, Havariler tayin eder kendine (Emrin başım gözüm üstüne diyen),
Dayarlar milletin önüne, seç seç al, beğen beğen al.
Böyle olur bizde demokrasi dediğin.
Ardından bir itişme, kakışma,
Sözüm ona millet seçer. Bazılarını, oturtur iktidar gemisi koltuklarına.
Seçim biter, gemi dolar, yola çıkar.
56 yıldır oyun böyle oynanır.
İyi kötü ilerlemiştir gemi, fırtınalı denizlerde; habire su alarak, motor ıslandı, tekliyor, ha durdu ha duracak.
Devlet gemisi borçlu, alacaklılar endişeli !!
Kaç defadır gemi yan yatıyor,
17. keredir kurtarıyoruz,
Yeter gari diyebilirler.
Tek çare, delikleri tıkayıp safra atmak.
Yorgunum demeden, koltuk kapmaya uğraşmadan,
Ne mümkün!!!
Hala farkında değiller.
Gemide koltuk kapma sevdalıları görmezden geliyor tusunamiyi.
Hele bir oturalım koltuğa, Allah kerim.
(Ayının kırk türküsünün, hep armut üstüne olması misali)
Tüm türküleri, iktidar koltuğu üstüne.
Gerisi fasa fiso.
Şaşkın millet, çaresiz,
Al birini, vur diğerine hepsi, birbirinin aynı.
Halk bunu biliyor,
Ama yok çaresi.
Seçecek, önüne konanların içinden,
Seçilecekler ve seçtirenler mutlu; şehevi, histeri krizleri içinde
Koltuk da koltuk !
Koltuk da koltuk!
Koltuk da koltuk!
diye çığlık atıyorlar,
Ey populist politakacılar!
Anlayın gayri, deniz bitti.
İdare-i maslahatla iş götürülemez. İdare elden gider.
Geriye ne kalır bilmem!!!
Bırakın palavrayı, bırakın aldatmayı,
Bu metotla devlet gemisi yürümez!
Çıkar düşünmeyen, vatanım diyen, millet için her türlü zorluğu göğüslemeye razı, bilgili, tecrübeli ve yaratıcı insanların önünü açın.
Kenara çekilin, siz de bu vatanın evlatlarısınız, uyanın gaflet uykusundan!
Vatan elden gitmeden çıkalım şu bataktan.
Ey millet!
Çaresizim sanma,
Diren!
Beleşe talip olma,
Üretimden yana ol.
Sıkıntıya katlan,
Hayal tacirlerine geçit verme !
Gün, gayret günüdür.
Biz ne engeller aştık ne imkansızları başardık,
Yedi düvele kafa tuttuk,
Allah utandırmadı.
Biz zorlukların milletiyiz, çileler bizi olgunlaştırır, yüreğimizi güçlendirir, evvel Allah, biz bu zorluğu da aşarız.
Rahmetli şair Mehmet Akif’in dediği gibi,
Belki yarın, belki yarından da yakın!