Dünya varmış.!!!

Millet rahatladı,

Herkesin yüzü gülüyor,

Seçilemediği için, üzgün olanlar bile mutlu.

Meğer, onlar da biliyorlarmış, “ TEK PARTİ” iktidarının ihtiyaç olduğunu.

Bu millet, büyük millet;

- Ezildi, büzüldü, sustu,

- Kafası karıştı,

- Uzun zaman sabredip bekledi.

- Ha bugün, ha yarın düzeltirler, siyasi dağınıklığı

Dedi.

Tavanda birleşmeyi umdu. Olmadı. Sonunda, “ Allah yetişti “ imdada.

Kim derdi ki !!!

Atılan bir kitap, koltuğa sımsıkı yapışmış politikacıları, erken genel seçime itecek, Sonunda; halk yeter deyip, bir partiyi, tek başına iktidar yapacak.

Genel kanı:

Değişen bir şey olmayacak,

Sandıktan koalisyon çıkacak, “kriz devam edecek” şeklinde idi.

Beklenmeyen gerçekleşti.!!

Halk kül yutmadı,

Tehditlere aldırmadı.

“Futbol takımı tutar gibi,” parti tutmadığını, “fanatik olmadığını” gösterdi.

AKP’yi, tek başına iktidara getirdi.

İnşaallah; AKP, kendine tanınan bu şansı, iyi kullanır.

AKP’nin, “yeni partiyiz” deyişini, kimse “acemiyiz anlamında”kabul

etmemelidir.

AKP nin kurucuları, Aşık Veysel’in

Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece

dediği gibi ;

Toplumun mutluluğunu, radikal söylemlerde aramaya başlayarak,

“Sınama, yanılma metodu ile” doğruları, eğrilerden, birce birce, ayıklaya ayıklaya, bu günlere gelmişlerdir.

- Aklı dışlayan, toplumu sürü kabul eden zihniyetlerin,

Çıkar yol olmadığını, yaşayarak görmüşlerdir.

AKP’lilerin, yeterli deneyimi vardır.

Umarım; inançla beslenen bu deneyim, ülkede hayırlara vesile olur.

Ne var ki ;

İktidar sarhoşluğu, diye bilinen bir gerçek vardır.

Menfaat mikrobundan korunmak, kolay değildir.

AKP’liler çok dikkatli olmalı, her an öz denetimlerini yaptıkları gibi,

Yönetecekleri halkın, kendilerini denetle-yebilmesinin, önünü açmalı.

Halka :

Hadi bakalım koyun problemleri ortaya,

- Düşünün, bulun çözüm yollarını,

- Gelin tartışalım,

- Hep birlikte aşalım engelleri,

Diyebilmelidirler.

Eğer böyle yaparlarsa !!

- Hep doğrulardan yana olur,

- Bu halkı enayi yerine koymaz,

- Şeffaflıktan şaşmazlarsa,

Güçlenerek, devam ederler hizmet yoluna.

Eğer böyle yapmaz da ;

- Eski “iktidar hastalıklarına” yenilirlerse ;

Tepe taklak devrilir, paramparça olurlar.

Zira verilen oylar, emanettir.

Kemikleşmiş değildir.

Eminim; AKP’liler, bunun bilincindedir.

Dilerim, Ecevit’le gelemeyen AK günler, AK Parti ile gelir.

YARENLİK ÜRÜNÜ BÜYÜK CAMİ

Bolu’da :

Gönülde YARAN olan AHİ zanaatkarlar, ARASTA içinde faaliyetlerini sürdürürlerdi.

Yaran (yaren) ve ahiliğin temel felsefesi :

- Allah rızası için, hilesiz üretim,

- Yardımlaşma ve dayanışma idi.

Asırlar boyu bu felsefe, onları dimdik ayakta tutmuştu.

Değişen çağ, yarenlik ve ahilik ateşini külledi, bu ateş kaybolur gibi oldu.

“Ben merkezli” egoist batı felsefesi, karabasan gibi çöktü toplumun üstüne.

Arasta içinde,

Yarenlik ve ahilik ateşi, tam sönmemişti.

Üflenmek istiyordu.

17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri, üfletti bu ateşi.

Bir grup arasta esnafı, büyük camiinin onarımını üstlendi.

Bolu halkına, “Haydi yarenler,” dedi.

Alevlendi, yarenlik ateşi,

Çok kısa bir zamanda, az para ile, mükemmel bir restorasyon yapıldı.

Pırıl pırıl, gurur verici bir eser çıktı ortaya.

Ne var ki bu güzellik, arasta içinin salaşlığını, dağınıklığını, düzensizliğini, “kabak gibi” ortaya çıkardı. Sayın Vali de, haklı olarak “camiinin açılış konuşmasında”camiinin etrafının, çevre düzeninin ele alınmasından söz etti.

Bu güzel camiye hizmeti geçen,

Dernek üyeleri ve gönül eri, Mimar Semih Dimici,

Ha gayret ;

Hazırlayıverin, arasta içinin çevre düzeni projesini.

Eminim, arasta esnafı, kendiliğinden (harcar parayı “kırar,sarar” ) uygular o projeyi.

Böylece arasta içi, tek taş pırlanta yüzük gibi, örnek olur tüm Bolu’ya

Sarar, yarenlik ateşi, Bolu’yu

El ele verir Bolulular

Aşarlar engelleri.

NOT: Büyükcami etrafına eskiden beri ARASTA denir

ARASTA: Aynı mesleği icra edenler çarşısı.