Köşemi özlemişim.
Zevkle oturdum bilgisayarın başına.
Oh be!
****
Şükürler olsun sağlığıma kavuştum.
Ağrılardan eser kalmadı.
Yeniden dünyaya gelmiş gibiyim.
Üflük(ıslık) çalarak dolaşmak geliyor içimden.
****
Merhaba çiçekler,
merhaba kuşlar,
merhaba bulutlar.
Ve de merhaba sevdalısı olduğum,
Bolu?nun munis halkı.
****
Keyfim yerinde.
Şimdilik ne kendimin, ne de sizin
keyfinizi kaçırmak istemiyorum.
O nedenle bu yazıda,
seçimden ve sair aymazlıklardan söz etmeyeceğim.
****
Nasıl olsa olanlar olacak.
Torbalar dolacak.
Kaderde varsa büzülmek
Boşunadır üzülmek(1).
Umarım makûs talihimizi değiştirmeyi başarırız da?
Boşu boşuna üzülüp durmayız.
****
Nerde o günler demeyin.
*-Çıkmayan candan ümit kesilmez.
*-Gün doğmadan neler doğar.
Bu özdeyişler, inananlar için doğrudur.
(İnanmayanlar için doğru olmayabilir.)
Benim için de doğruydu.
Bu durumu ameliyat öncesi yazdığım yazıda:
?Omurilik kanalım iyice daralmış,
içinden geçen sinirlere baskı yapıyormuş.
Çare omurilik kanalını genişletmekmiş.
Doktoruma güvendiğim için, önerisini hemen kabul ettim.
26.06.2007 gününe ameliyat randevusu verdi.
Ameliyatı mikro cerrahi yöntemi ile yapacak.
****
Moralim yerinde, ?ameliyatın başarılı olacağına inanıyorum?.
Neden mi?
Birinci neden:
Evvela Allah?a, sonra doktoruma güveniyorum?
Diyerek ifade etmiştim.
****
Güvenmekte haklıymışım.
[Benim durumuma düşüp de felç olup yürüyemeyen, çok var.
Kimileride beli bükük zor yürür durumda.
Allah bu durumlara kimseyi düşürmesin.]
Ameliyatım çok başarılı oldu.
****
Ameliyat sonrası ayıldığımda hayal aleminde gibiydim.
Söylenenleri tam anlamıyordum.
Sorulanlara cevaplar veriyordum ama, az sonra ne söylenenleri, ne de söylediklerimi hatırlamıyordum.
Bu halde iken, eşim:
?Yan odaya Fransa?dan dönerken trafik kazası geçirmiş bir bayan getirdiler, yapayalnız, gidip bir bakayım, belki bir yardımım olur? diyerek yan odaya gitmiş, o bayana yardımcı olmuş, dönmüş.
Dönünce de bana o bayanla ilgili pek çok şey anlatmış!!!!
****
O gecem çok zor geçti.
Midem bulanıyor, başım dönüyordu.
Kımıldamam da yasaktı.
Ertesi gün sabah olduğunda, şuurum kısmen yerine geldi.
Söylenenleri kesik, kesik de olsa anlamaya başlamıştım.
Yarı uyur, yarı uyanık halim devam etmekteydi.
****
Bir ara sevecen bir sesin, bana sevgili öğretmenim diye hitap ederek, elimi öpmekte olduğunu fark ettim.
Gözümü açtım.
Orta yaşlı başı örtülü bir hanımın, elimi öpmekte olduğunu gördüm.
Öğretmenim ben öğrenciniz Gülhan diyordu.
Sesi özlem, şükran ve sevgi doluydu.
****
Eşim gülümsüyordu.
Dün sana anlattığım, yan odada yatan hanımın ablası olan, Taşkale köyünden öğrencin dedi.
Hiçbir şey hatırlamıyordum, şaşkındım.
Ha hı diyerek işi idare etmeye çalıştım.
****
Elimi öpen öğrencim anlatmaya başladı.
O anlattıkça zihnim yavaş, yavaş açıldı.
Kısa saçlı minik Gülhan gözümün önüne geldi.
Kavruk, sessiz bir çocuktu.
Zor şartların çile dokumuşlarındandı.
Hayata tırnakları ile kazıya, kazıya tutunanlardandı.
****
Dile kolay aradan kırk iki kocaman yıl geçmiş.
Öğrencim her fırsatta beni anarmış.
Özlemi adeta bir tutku halini almış.
En büyük temennisi ölmeden önce, bir defa olsun beni görüp, teşekkür etmekmiş.
En son on beş gün önce, Allah?a yalvarmış:
Allah?ım lütfen ölmeden önce, bana öğretmenimi görmeyi nasip et diye.
****
Öylesine mutlu oldum ki!!!
Yüceler yücesi Allahım, sen nelere kadir değilsin ki!!
Şükürler olsun.
****
hastaneden çıkarken öğrencim beni yolcu etti.
O anı bir fotoğraf ile tespit ettik.
İşte o fotoğraf:
(Başı başörtülü olan öğrencim)
NOT-:1=Bu tip insanın ?irade-i cüziyesini? yok sayan, uydurma özdeyişleri hiç sevmem.