2006 yılı nisan ayı içinde

kızım İrem, eşi ve torunum Defne, bizi ziyarete gelmişlerdi.

(Defne bir yaşına yeni girmişti.

Set-pet yürüyor, kendini kontrol edemiyordu.)

Eşim, kızım bir şeylerle meşgul olurken; onunla ben ilgileniyordum.

Hoppidi moppidi, derken;

Ansızın:

Onu merdivenin başında gördüm.

Görmemle, fırlamam bir oldu!

Kaleci gibi, havada yakaladım

Ve!!

Bammmmm!!!!

(Düşmemin çıkardığı sesti bu.)

Kendimi yerde buldum.

****

Kalkamadım.

Sırtıma süngüler sokuluyordu.

Kıpırdayamıyor, nefes almakta bile zorlanıyordum.

****

Meğer; ayağımın altındaki halı kayıvermiş.

Akacak kan damarda durmazmış derler.

El?hak, doğru.

Neyse, yiğitliğe leke sürmemek için

başa gelen çekilir dedim.

Dedim ama!!!

Dayan, dayanabilirsen.

****

Ertesi gün, zorla kalktım.

Kıvranarak, Üniversitemizin hastanesine gittim.

Cumartesi idi.

Doktor Arkadaşım ilgilendi.

Röntgen istedi.

Arayıp teknisyen buldu.

Acı çekerek masaya yattım.

*-Masayı sıkmaktan parmaklarım mosmor.

*-Suratım ?ağlayan tiyatro maskesi? gibi.

Çekim yapıldı.

Kalkmaya yeltenince teknisyen ?kalkma? dedi.

Acı içinde, ?neden? dedim.

?Film bozuk çıktı? dedi.

Hoppala!!!

Çaresiz, sabrettim.

Bir film daha çekildi.

Tam kalkıyordum.

Teknisyen mâni oldu.

****

Meğer o film de bozuk çıkmış.

Haydi, bir daha.

(Acı ve öfke tepeme çıkmış)

Sordum.

*-Kızım, neden sonuçlar silik çıkıyor?

*-Amca, Kodak banyo cihazı bozuk..

*-Neden ilgililere söylemiyorsunuz ?.

*-Biz söyleyemeyiz.

Ardından, ilâve etti.

*-Bir kaç kere yapıldı ama olmuyor.

*-Hiç ayar tutmuyor.

(Min-el garaip, hastane yeni, cihaz da,

ama ?dijital değil,eski model? miş.)

En sonunda bir film başarılı oldu da;

Çin işkencesi bitti.

Lâkin ben de bittim.

****

İki gün sonra uzman doktor filme baktı.

İlâç falan verdi.

?İstirahat et, zamanla geçer? dedi.

Ne mümkün!!

Yat yatabilirsen, otur oturabilirsen.

Devlet hastanesinde de sevdiğim bir uzman var.

Bari bir de o görsün dedim.

O da, tomografi önerdi.

-?Ah, of?!! sık dişini.

Çaresiz, katlandım.

Tomografiye baktı.

-Çare, ?fizyoterapi? dedi.

Ve beni fizyoterapiye yönlendirdi.

****

Oradakiler de tanıdığım.

Başladılar masajlara?

Iııhhh

Olmadı.

Istırabım berdevam.

****

Tekrar tıp fakültesine yönlendim.

Emar(MR) istediler.

Çektirip, getirdim, incelediler.

?????????

Netice, ?Hatice?.

Ağrılarımla başbaşayım.

****

Bu defa, fizik tedavinin yolunu tuttum

Başhekimi, sevdiğim biri.

Fiziği başlattı.

Tam ?bir ay taşındım?

Olmadı vesselâm.

Ağrılar şelâle.

****

Bazen, ?ameliyat olsam mı??, diyorum

Sakın ha; omurga ameliyatı tehlikelidir.

Maazallah, felç-melç oluverirsin diyorlar.

Korkuyorum.

****

Bilim kapılarını tüketince:

Denize düşen hesabı, şifacıya gittim.

*-Beş gün ?adeta sumo pehlivanı? masajı yaptı.

*-Ardından vücuduma üç kilo bakır parçacıkları yapıştırdı.

Üç gün onlarla yattım.

Ağrılar azalmadı.

****

?Beş ıstıraplı ay? geçmişti!

Nihayet, aklım başıma geldi.

Ankara?nın yolunu tuttum.

Hemen bir röntgen çektirtip, eskisi ile karşılaştırdılar.

İlkinde kılcal bir çatlak varmış.

Kocaman bir kırık oluşmuş.

Bir ay daha geciksem felç olacakmışım

Vay beeee!!!!!!!

****.

Çare????

Ameliyat dediler.

Aman ha,

?omurga ameliyatı çok tehlikeli imiş?,

ya ?kötürüm olursam?, dedim.

(Bolu?da omurga ameliyatından korkutmuşlardı.)

*-Bıçak, platin çivi-mivi yok, merak etme,

*-Sırtında bit kadar bir delik açacağız.

*-Omurgana ?kemik çimentosu? enjekte edeceğiz.

*-Bu işlemin adı da ?kifoplasti?, dediler.

Önce inanmadım.

Başladım, konuyu didik, didik etmeye.

Sormadığım, danışmadığım, kimse kalmadı.

Sonunda:

Tek çarenin, KİFOPLASTİ olduğuna inandım .

(Bu kelime?yi ilk o zaman duydum)

****

Hacettepe Üniversitesi (nöro bilmem ne) hocası,

Prof.Dr. Selçuk Palaoğlu?na teslim oldum.

Ameliyat kısa sürdü.

Ertesi gün ayağa kalktım.

Ağrılarım azalmıştı.

Yüzüm güldü.

****

Ufak-tefek ağrılarım var ama;

hamdolsun şimdilik oldukça iyiyim.

Yirmi beş kilo zayıfladım.

Her sabah yürüyüş yapıyorum.

Adeta gençleştim.

****

Bunları niye mi yazdım?

1-: S. Kader?in kızının başlattığı harekâta katkı olsun diye.

Zirâ, onun hâlâ endişeleri var.

Bakın bana yolladığı e-maile:

Saygıdeğer Yurdaer Amcacığım;
Köşenizde Babacığıma ve yazdıklarıma yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Sizin tabirinizle "fısıltı gazetesi" oldukça hızlı çalıştı. Yazımın yankısı büyüyerek devam ediyor.
Tabipler Odası´nın inceleme başlatacağını duydum.
Sanırım istediğiniz olacak ve pirincin taşı ayıklanacak. UMARIM yani!!!
Saygılarımla,
Berna KADER.

İşlerin düzeleceğine pek de inanmadığı için ?UMARIM yani? diyor.

Ve de üç ünlem koyuyor.

Ne dersiniz sizin umudunuz var mı?

2-:Aynı dertten muzdarip olanlar bu yeni tekniği duysun diye.

****

NOT: TÜİK, Baro?nun müracaatını ret etmiş.

???????

Uzun zamandır, savaş baltasını elime almayıp sessiz kaldım.

Savaşı görevli olanlar yapsın diye bekledim.

Nafile!!

Galiba gene iş başa düştü.

Hayırlısı