Uzun zamandır günce (ekonomik, siyasi, sosyal) konuları yazıyorum.

İtalya dönüşü niyetim, bir süre sanat üzerine yazmaktı.

Ne var ki! Hürriyet gazetesinin manşetinde gördüğüm, bir haber şimdilik,

?Salt sanat üzerine yazmamı? engelledi. (Ama şimdilik. Mutlaka salt sanat üzerine yazılar yazacağım.)

****

(Bir mana da yazıma virüs bulaştı.)

Manşet ünlü piyanist Fazıl Say ile ilgiliydi:

Say, ?Türkiye?yi terk etmeyi düşünüyorum? demiş.

Fazıl Say?ın babası Ahmet Say da,

Oğlunun beyanatı ile ilgili olarak: ?Tepesi atmış. Her an atmasına neden olacak binbir sebep var. Vize alamamış olabilir.

Bazı yerlerden rüşvetsiz vize alamıyorsunuz? demiş.

****

Bu manşet bana, İtalya seyahati öncesi yaşadığım, ?vize çilesini? anımsattı.

O günlerde olduğu gibi, gene asabım bozuldu.

İbret alınacak bir vaka olduğu için, o vize çilesini, sizlerle paylaşmak istedim.

****

İtalya?da düzenlenen, uluslararası Floransa, modern sanat toplu gösterisine,

internette yayınlanan, web sitemi inceleyip, yapıtlarımı beğenen, seçici jüri tarafından, davet edilmiştim.

Ne yalan söyleyeyim, davet edilmem hoşuma gitmişti. Sevinerek kabul ettiğimi bildirmiştim. Bildirmiştim bildirmesine ama? Bakın ondan sonra neler oldu?!

****

Damadım vasıtası ile, İstanbul?da ki İtalyan Konsolosluğu?na müracaat ettim.Bir yığın evrak istemişler.

Damadım baba şu,şu evrakları istiyorlar dedi.

*-Malik olduğum tapu senetleri

*-Ticaret odası faaliyet belgesi

Vs, vs, vs.

Şaşırdım.

Oğlum bir sanatçıdan, tapu senetleri ve ticaret odası faaliyet belgesi, istenmesi de neyin nesi?

İçimden vazgeçmek geliyor dedim.

Damadım, olur mu öyle şey, Lütfen vazgeçmeyin dedi.

Netice de bir yığın,

?saçma sapan vs, vs? evrakı, oraya buraya koşturarak tamamladım.

Ama?

Tapu senetleri ile ticaret odası faaliyet belgesi, istenmesinin gerekçesini, hiç ama hiç anlamadım. Üstelik de İtalya?ya gitmeye, kendiliğimden talip olmamışken!

****

Tüm belgeleri tamamladım. ?İstemelerinin, manasızlığını anlatabilmiş olma ümidi ile? belgelerin arasına ?davet mektubunu da? ekledim.

Özür dilemelerini bekledim.

Ne gezer?

Tam tersini yaptılar.

****

Bu defa da banka da bulunan, paramın miktarını sordular.

Allah, Allah!!!

Paramın miktarını bilmenin,

Verecekleri vize ile ne alakası olabilirdi?

****

Telefon açıp, beni siz davet ettiniz,

Kendim talip olmadım.

*-Bankada parası olmayan sanatçı, İtalya?ya giremez diye bir kanun mu var gibi, öfke yansıması laflar ettim.

Umursamadılar.

****

Öfkem geçince, ?lahevle çekip? banka hesap özetini de gönderdim.

Bu defa da Bolu bizim bölgemiz değil, Büyük elçilikten telefonla randevu alıp, şahsen müracaat edeceksiniz dediler. (Bu anlattıklarım iki ay gibi bir zaman almıştı)

Tekke tepemden çıktı ama, içimde ki sanat aşkı,

vazgeçmemi engelledi.

****

Büyük elçilik de bir hayli uğraştırdı. En sonunda zar-zor vizeyi alabildim. İtalya?ya gittim.

[Gittim ama o zilletinin ıstırabını, yüreğimde taşıyarak. Hala anımsadıkça asabım bozuluyor.]

****

İtalya?da neler mi oldu?

Şimdilik şu kadarını söyleyeyim.

Çok iyi şeyler oldu.

Medya formatı ile söyleyeyim.

Haftaya bu köşede.

Bizden ayrılmayın?