Ortaokul ve lisede;
( farkında olmadan)
?güzel sanatlar? eğitimi almışım.
Bolu'da bana o eğitimi veren;
?eli öpülesi? ustalarım vardı.
Bu ustalarımdan biri de:
(Seksen yaşın üstünde, hâlâ resim üreten)
Sn. Osman Zeki Oral idi.
Zonguldaklılar,onun için; ?Şükran Töreni? düzenlemiş.
Ustam, benimde, o törene katılmamı arzu etmiş.
11 Kasım günü Zonguldak'a gitmeye kesin karar vermiştim.(1)
8 Kasım'da bir faks mesajı aldım.
Mesajda:
*- Bolu Kalkınma ve Tanıtma Vakfı ile Bolu Kalkınma Vakfı'nın;
11/11/2005 günü Valimizin başkanlığında toplanacağı ifade ediliyor ve katılmam isteniyordu.
[Şimdiye kadar Bolu Kalkınma ve Tanıtma Vakfı'ndan gelen davetlere katılmamıştım(2).]
Tesadüfen, davet metnine göz attım.
Gündem konularından bir tanesi çok önemli idi.
Uzun zamandır o konuya;
?köşe yazılarımda? dikkat çekmeye çalışmaktaydım.
Ama nâfile!
****
Siz de bilirsiniz:
Cemaat ne derse desin, imam bildiğini okur.
Ardından hep birlikte âmin denir.
İmâmlar(iktidardakiler) itiraz dinlemez.
?Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur? tekerlemesini pek sever ve hâlâ uygular.
Toplantılar ?laf ola beri gele? manasında yapılır.
Toplantıya katılanların gayeleri de türlü türlüdür.
Kiminin gayesi:
*- yetkililere yakın olmak,
*- itibarlı görünmektir.
Kimi de:
Bir şeyler söylemiş olmak için konuşur;
o an aklına geleni söyler.
Söylenenlerin çoğu da;
fındık kabuğunu doldurmaz.
Saatlerce havanda su dövülür.
Değişen bir şey olmaz.
Her şey, ?eski tas eski hamamdır?.
****
Deniz yanar mı?
İhtimâl, mantığını kullanıp;
(ustamı üzme pahasına)
bu defa ki davete katılmaya karar verdim.
****
Katıldığıma nadim oldum.
Hay katılmaz olsaydım.
Öyle bir azarlandım ki!
Breh, breh!!!
****
Suçum neydi?
Terbiyesizlik mi etmiştim?
Yooo!
Zırt pırt, lafa maydanoz mu olmuştum?
Yooo!
Söz verilmeden, ??. Paçada çıkar gibi mi konuşmuştum?
Yooo!
İmkanı yok bilemezsiniz!
****
Suçum:
1-Kasıtlı yanlışlara boyun eğmemek,
2-Doğruları aramak için sorgulamak,
3-Doğrunun ne ve nasıl bulunabileceğini düşünmek,
4-Doğru yol için fikir üretmek,
5-O fikirleri, kimseden çekinmeden savunmak,:
5-Bolu'nun çıkarı uğruna fincancı katırlarını ürkütmekten çekinmemek,
6-Fikrimin(projemin) yanlışı var ise onun ispatını istemek,
7-Peşinde koşulan çıkar hesaplarını bozmaya çalışmak.
8-Yanlış yapanlara hesap sormaktı.
****
Azarlayan Vali değil ama, güçlü.
Azarlama onun hakkı!!!
İpin ucu elinde.
İster istemez, susmak zorunda kaldım.
Ne de olsa ?evde evlat'ı ayal var?.
Hem de;
töremiz de BÖYÜKLERE karşı gelmek yoktur.
****
Azarlanmalara alışmak zor.
Ne var ki, bu benim ilk azarlanışım değil.
Ooohhoh!!
Tahammül etmeyi öğrendim artık.
(Yediğim azarlar, Bolu'yu savunduğum için. Varsın olsun)
****
İktidar koltuğu müthiş bir küheylandır.
Usta binicinin altında harikalar yaratır.
Seyisler küheylanı zapt ederken, ona layık olmadan binenler;
ne oldum delisi olur.
Kendini Allah'ın yeryüzündeki gölgesi sanır.
Cartlar, curtlar.
****
Nihayet bir gün gelir.
Atın hakiki sahibi;
( kendini ilâh sananların altından)
küheylanını geri alır.
?Kendini ilâh sananlar? yaya kalır.
Etraflarındaki tılsım bozulur.
Yağcı ve çıkarcılar yok olur.
Eşekten düşen karpuza dönerler.
Dımdızlak ortada kalırlar.
****
Hâlâ azarlanmama neden olan o konunun ne olduğunu anlatmadım değil mi?
Gelin birlikte faks metninden okuyup anlayalım.
Md.-9:
Çaydurt- Abant kavşağı veya tünel çıkışı-Çaydurt istikametinde seyreden araçların Bolu'ya girmesinin sağlanması veya Bolu'ya özel statü verilmesinin görüşülmesi.(YURDAER KALAYCI)
NETİCE: KONUNUN ÖNEMİNE BİNAEN SİYASİLERLE GÖRÜŞME YAPILMASI
****
Beni azarlayan kim mi idi?
Söyleyemem.
Ne olur, ne olmaz!
****
Toplantı sonunda ne mi oldu?
Hiççç!!!
Ha sahi, bir şey oldu:
Konuşmalar esnasında dışarıda bekletilen,
tv kameramanı salona davet edildi.
Objektife pozlar verildi.
Biz şak, şak yaptık.
Kapalı kapılar ardında, saatlerce süren tartışmalar değil, plaket töreni;
tv haberlerinde yayınlandı.
Önemli olan da oydu.
Toplantıda ki;
?Md-9? un tartışması neden mi yayınlanmadı?.
BEN NE BİLİN (ben ne bileyim)
(Toplumun kaderi ile ilgili konular, toplumu ilgilendirir mi?
İlgilendirmezzz, dimi?...!)
(1)- Ustam, sizden özür dilerim.
Dantel gibi işlediğiniz yüreğimle, sizi orada alkışlayamadım.
İncindiğinizi biliyorum.
Bolu için bir şeyler olur mu ki diyordum.
Olmadı.
Affet beni ne olur!
(2)- B.K.T. Vakfı'nın toplantılarına katılmamış olmamın nedenlerini ve Bolu'daki diğer vakıflar ile ilgili görüşlerimi, ayrı bir yazıda ele alacağım.