Havva, ?tecessüs? yılanının teşviki ile;

bilgi ağacından ?bilgi elma?sını? koparıp, adem?e verince:

- bilgilenip, uyandılar.

Hicap duyup, incir yaprağı ile örtündüler.

Böylece başladı;

İnsanın sosyal macerası.

****

Bilgi şifrelenip, kainata yerleştirilmiştir.

Bilgi elması ile, ?ilk şifre anahtarını ele alan? insan;

Şifre çöze, çöze yoluna devam etmektedir.

Bu yol, düz değildir.

Aşılması güç, engellerle doludur.

****

?Bilgi? üzüm yaprağı,?cahil? yaprak yiyen tırtıl gibidir.

Tırtıl, yaprak yiyerek gelişir, kelebek olur.

Cahil de bilgilendikçe olgunlaşır.

Aşık Veysel?e göre;

uzun-ince bir yoldur bu.

Dur, durak bilmeden, gündüz-gece gidilir, ha gidilir.

Kimi, bilgiye hiç ulaşamaz.

Kimi kısmen ulaşıp, bilgi yüklü eşek olur.

Kimi de, kemale erer, kamil olur.

Aranıp, peşinde koşulan, ?mükemmelliktir?.

****

Akıl da, gönül de, onu arar.

Akıl, bilimi kullanarak, arayışını sürdürür.

Gönül ise, kuş olup uçar.

Dağlar ile, taşlar ile, çağırayım Mevla?m seni,diye feryat eder.

****

Asırlardır, devam eden bir arayıştır bu.

Türlü,türlü yollar, metotlar denenmiştir.

Doğu da, batı da, onu arar.

Felsefenin de, doğuş nedenidir.

Doğu felsefesi, medreselerde(1) gelişip, mana ile ilgilenerek;

?bir lokma, bir hırka? diyen insan tipini türetmiştir.

Bu tip, maddi aleme önem vermez.

Mistisizm batağına saplanmıştır

Dünya nimetlerine, sırt çevirir.

Yalnız, ahiret?i düşünür.

Bu uğurda her türlü aptallığı yapar.

****

Batı felsefesi, üniversitelerde(2) gelişip, madde ile ilgilenmiştir.

Bu ilgi materyalist düşünceyi doğurmuştur.

Materyalist düşünce;

Homo(insan) Ekonomicus(ekonomik) denen sanal bir ?tip? hayal eder.

Bu ?tipin? manevi yönü yoktur.

Materyalizm batağına saplanmıştır.

Başkalarını düşünmez.

Yalnız kendini düşünür.

Bu uğurda her türlü rezilliği yapar.

****

Her iki düşünce de aksaktır.

Her ikisinin de güzel yönleri vardır.

Marifet:

Onların (aksaklıklarını değil);

güzel yönlerini birleştirebilmektir.

****

Biz doğu felsefesi ile yoğrulduk.

Ardından, batı felsefesine yöneldik.

Onu, başımıza taç ettik.

Her şeyini, sorgulamadan kabullendik.

****

Gayemiz, batının üretkenliğini yakalamak;

Daha müreffeh olmaktı.

Kısmen başardık da.

****

Bu dönüşüm, bizi sarstı.

Manevi değerlerimiz yaralandı.

Kaybımız, kazancımızdan fazla oldu

****

Allah rızası talebimiz azaldı.

Biz demeyi unuttuk.

Ben demeye başladık.

****

Din?im para, iman?ım para, öz deyişi gerçek oldu.

İlim, ilim için olmaktan çıktı.

İlim para için yapılır hale geldi.

****

Erozyon devam etmektedir.

Ne tam batılıyız, ne de tam doğulu.

Kavram kargaşası devam ediyor.

Boz bulanık bir ortam bu.

****

Zaman ,zaman, ayak olması gerekenler, baş oluveriyor.

Baş olması gerekenler de, ayak altına alınıyor.

Vıcık, vıcık bir hal bu.

Gerçeğin tahtına, gibi olanlar kuruluyor.

Alim kim?

Cahil kim?

Belli değil!

Tuz koktu mu acaba?

Bilemiyorum!

****

Gayem, karamsar bir tablo çizmek değildir.

Aydınlık günlere ulaşmaktır.

Atalarımız:

-Çıkmayan candan ümit kesilmez.

-Gün doğmadan neler doğar.

Der.

****

Aymazlıklar bitirilmeli ve Atatürk?ün çizdiği;

muasır medeniyet yolunda ilerlenmelidir.

****

Bu gayeyi (her şeye rağmen);

üniversitelerimiz gerçekleştirebilir.

Bunun için:

Üniversitelerimizin kaldırımlarının;

eşeklere çiğnetilmemesi şarttır.

Bu görevi,inançlı ve bilim aşkı ile dolu;

gerçek bilim adamları yapabilir.

****

Değerli yeni rektörüm.

İşiniz zor.

Ama imkansız değil.

Başarmanız için dua ediyor,.

Görevinizin, hayırlara vesile olmasını diliyorum..

Doğru yolda Allah yardımcınız olsun.

Amin.

??????????????????????????????????????????????????

Not-1:

Medrese:

Ders verilen yer, anlamına gelir.

İslam ülkelerinde, eğitim-öğretim kurumları, önceden de vardı.

Medresenin çekirdeği olan ilk kurum, 9.yy da açıldı

Onu, Nizamiye, Haruniye gibileri takip etti.

Medreseler çoğaldı.

Bilimsel ve ekonomik zenginlik arttı,

Batı alemi, bu zenginlikten pay almak isteyip;

Haçlı seferlerini başlattı.

İslam aleminden çok şey aldı.

[İslam?ın bu dönemine;

İslam Rönesans?ı dediler]

Kendi aydınlanmalarında kullandılar.

(Protestan reformunda, İslam?ın bu döneminden yararlandılar)

Osmanlı medreseleri,ilmi geliştirmeye devam etti.

Semaniye de, fıkıh, ilahiyat, edebiyat;

Süleymaniye?de, tıp ve riyaziyat okutulurdu.

Süleymaniye?ye, Semaniye?yi bitirenler girebilirdi.

Yükselme dönemi ardından gelen;

?duraklama ve gerileme dönemleri? eğitim kurumlarını da etkiledi.

Bilimsel kariyer, kalite aranmaz hale geldi.

Softalık hakimiyet kurdu.

Ortaya, beşik ulemaları(*) cıktı.

Medrese sistemi laçkalaşıp, çöktü.

Not-2:

Üniversite:

Latince üniversitas kelimesinden türetilmiştir.

Bu günkü üniversitelerin temellerini Romalılar atmıştır.

Gaye Roma hukuku öğretmekti.

Roma?nın Hıristiyanlaşması ile, hakimiyet ruhban sınıfına geçti.

Orta cağ loncaları(universitas) gibi, teşkilatlandılar.

Zamanla, kiliseler birliğini yıkan;

Protestan reformu,

milli devletlerin kuruluşu,

milli dillerin, kullanılmaya başlanmasının ardından,

18 ve 19.yy.larda, laikleşme başladı.

(*)- Medreselerin çöküş döneminde (17.yy. sonrası);

menfaat mikrobu, ilmiye sınıfına da bulaştı

Ulemaların çocuklarına da, ulema payesi ve Özel imtiyazlar verildi.

Bunlara ?beşik uleması? denildi.(!)