Okuyucular ulusal konuları, dilerlerse ulusal basından izleyebilir. Mahalli köşe yazarından istenen, yerel konu ve sorunların mercek altına alınmasıdır. O nedenle, genellikle

Bolu ile ilgili konulara değinmeye çalışırım. Ne var ki; Bolunun konuları da ülkenin genelinden soyutlanamaz.

İstemesem de bazen temas etmek zorunda kalıyorum.

****

Ülkeyi etkileyenler Bolu'yu da etkiliyor. Batı'nın değişim rüzgarları hızlı esiyor. Örf, adet ve töreler alt-üst olmuş. Manevi değerler istismar edilmekte. Çoğumuz İngilizce düşünüp, Türkilizce konuşmakta. Bir kısmımız Araplaşma sevdasında. Canım ülkeyi bölmek isteyenler az değil.

****

Bu istek ve sevdalar Bolu'yu da etkiliyor. Bolu medyası, bu tür konuları kamu oyunun dikkatine sunmakta. Kimi zaman

misyonerlik faaliyetlerinden söz ediyor, kimi zaman da

ahlak anlayışındaki çöküntüden.

****

Batıyı suçluyoruz, batının ne düşündüğü ile pek ilgilenmiyoruz. Batı bizim için neler düşünüyor?

Onların gözlüğü ile bakınca görünen manzara ne?

Bizimle ve diğer İslam ülkeleri ile ilgili ne gibi endişeleri, korkuları var? Pek fazla bilmiyoruz.

****

Bir arkadaşa Norveç'ten bir e-mail gelmiş. O da o e-mail'i ilginç bulup, ?üzerine bir not ekleyerek? bana ve başkalarına yollamış. İşte o e-mail:

[Sevgili Arkadaşlar,

Norveç'ten bir arkadaşımın gönderdiği haritaları incelerseniz

Avrupalıların ne düşündüğünü görürsünüz. Özlem mi, korku mu, ironi mi bilemiyorum. Bakıp, bakıp çok yorumlar yapabilirsiniz.

Selam ve sevgilerimle..]

??Original Message??-

[ Mesaj iki bölüm. İlk bölümde bir Avrupa haritası var. Hayali bir harita bu. Güya, 2015 yılında Avrupa bu haritadaki gibi olacakmış.]

[ İkinci bölümde deniz kıyısında çekilmiş üç fotoğraf var. İlki, 1890 da çekilmiş. Fotoğraftaki hanımlar kapalı giysiler içinde. İkincisi, birinciden 100 yıl sonra, 1990 da çekilmiş.

Fotoğraftaki hanımlar sütyensiz. Üçüncüsü ise?hayali bir fotoğraf (Sözüm ona, tehlikenin boyutlarını gösteriyor). Güya Avrupalı hanımlar, 2010 yılında plajda ?burka? ile poz verebilirlermiş!]

****

Şimdi yaslanın arkanıza (Yakmayın bir sigara).

Bir düşünün; bu işin sonu nereye varır?

?Mutlu son? a ulaşılır mı?

****

Sakın umutsuzluğa kapılıp da ?ulaşılmaz? demeyin. Çağdaş medeniyet(1) yitik mirasımızdır. Ona ulaşmak hakkımızdır.

Eminim, ulaşınca da hars'ımızın(2) yüksek değerleri ile, ona katkı yaparız.

Not:-(1)

Kültür ve Medeniyet Kavramları

Yazan: Doç.Dr. İbrahim Arslanoğlu

G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi

Kültür ve medeniyet kavramları daha önce Türkçe'de yokken,

Osmanlı Devleti'nin batılılaşma döneminde dilimize girmiştir.

Ülkemizde, ilk defa bu kavramları sosyolojik olarak ela alan ve tartışan düşünürümüz Ziya Gökalp'tir.

Kültür, dilimize iki kaynaktan gelmiştir; Fransızca'dan, Amerikanca'dan. Fransızca kültürün Türkçe karşılığı irfân;

Amerikanca kültürün karşılığı, medeniyettir (Meriç,l986:15).

Demek ki, Fransızca kültürden kastedilen, daha çok sosyologların ?manevi kültür? dedikleri kültürdür.

Amerikancada ise kültürden anlaşılan ?maddi kültür? yani, Gökalp'in deyimiyle medeniyettir.

Not:-(2)

Ziya Gökalp (1976:25) kültür ile medeniyetin ayrı ayrı kavramlar olduğunu kabul eder. Kültüre hars der. Ona göre; hars milli olduğu halde, medeniyet beynelmileldir. Başlangıçta her kavmin harsı vardır. Hars yükseldikçe medeniyet doğmaya başlar (Gökalp,72:1).

Sosyolog ve antropologların yüzde doksanı ?medeniyet? kelimesini kullanmazlar, ?kültür? kelimesini tercih ederler. Kimine göre bu iki kavram eş anlamlıdır, kimine göre farklıdır(Meriç,1986:44). Baltacıoğlu (1972:21,357)'na göre,

Tanzimat'tan beri;

*-kültürle medeniyeti,

*-vicdanla aklı,

*-Türklükle Avrupalılığı birbirine karıştırdık.

Sosyoloji biliminin, ayrı cinsten gerçekleri ?birbirinden bıçakla kesilmiş gibi? ayırması gerekir.

*- Kültür ulusal, medeniyet milletlerarasıdır.