ÖNCEKİ hafta cumartesi günü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) genel kurulu sonrasına karayoluyla Ankara?dan İstanbul?a dönüyoruz.
Garanti Bankası Başekonomisti Ali İhsan Gelberi?nin otomobilinde Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım ve Vatan Gazetesi yazarı Ali Ağaoğlu?yla birlikteyiz.
Ankara?dan yola çıkarken, gurmeliğiyle de ünlü olan Abdurrahman Yıldırım önerisini ortaya koydu:
Bolu?da geç öğlen yemeği yemeye ne dersiniz?
- Neden olmasın...
Yılrdırım, Bolu?ya yaklaşınca restoran seçimi konusunda da rehberliği üstlendi:
Yurdaer Oteli?nde Osmanlı yemekleri yapan bir restoran var. Oraya gidelim mi?
- Elbette...
Restorandan içeri girince, bizi ilk karşılayan 69 yaşındaki Yurdaer Kalaycı oldu. Yüzüme baktı:
- Sen Vahap Munyar?sın.
Evet...
- Yazılarını ilgiyle okuyorum.
Sonra Abdurrahman Yıldırım?a döndü:
- Seni de televizyonda (NTV-CNBC-E) izliyorum.
Yıldırım sordu:
Siz de otelin ve restoranın sahibi olmalısınız...
- Hayır, hizmetkárıyım.
Yurdaer Kalaycı?yı masamıza davet edip, onun yardımıyla "tadım mönüsü" istedik. Sonra 3 saati aşan sohbete daldık. Kalaycı, öncelikle masanın yanıbaşındaki postere dikkatimizi çekti. Posterde ilk bakışta Çin?deki bir yapıyı andıran "Yurdaer Camii ve Külliyesi"nin fotoğrafları vardı.
Biz fotoğrafları incelerken, posterin arkasındaki metni okumamızı önerdi: "Posterini gördüğünüz külliyeyi tasarlayıp yapmamın nedeni, taassup ve cehaletle mücadele arzusudur. Bu mücadele, 7-13?üncü yüzyıl arasındaki ?İslam Rönesansı? dönemindeki gibi inanç, akıl ve bilim bir araya getirilerek kazanılabilir."
Cami ve külliyeyi yapılırken, bol dedikodu üretilmiş: "Bu adam cami değil, kilise yapıyor. Burası Yahudi mabedi olacak."
Cami ve külliyenin tamamlanması sonrasında da söylenti ve eleştiriler azalsa da bitmemiş, Yurdaer Otel ve Mutfak Sanatları Merkezi?nde alkollü içki servisine karşı çıkılmış: "Cami yapan, içkili yer çalıştıramaz."
Kalaycı, eleştirileri göğüslemiş: "Gayem bu külliyede inancı, bilim ve akıl ile bir araya getirmek. Taassubu yok etmenin, çağın gerisinde kalmamanın, yitik mirasımız olan İslam Rönesansı?na kavuşmanın yolu budur."
Daha sonra Yurdaer Kalaycı ile birlikte cami ve külliyeyi gezdik. Diyanet İşleri Başkanlığı?nın da onayıyla bilgisayar ve Kuran kursunun el ele yürüdüğünü gördük. Diyanet yayını birer Kuran ve Türkçe mealini alıp, bağışımızı yaparak yola koyulduk.
Yolda başlıktaki soruyu sorup durdum:
Cami yapan, yaptıran içkili restoran çalıştırır mı?
En doğru yanıtı İslam alimleri verir sanırım...
Tüm annelerin, "Anneler Günü"nü kutluyorum...
Kubbeyle minare birleşti ?Otağı Hümayun?a benzetti
YURDAER Camii ve Külliyesi?nin mimari tarzında ayrı bir minare yok... Yurdaer Kalaycı, kubbeyle minareyi bir anlamda birleştirmiş...
Kubbenin üst noktasını biraz farklılaştırıp, minare görevini o noktaya yansıtmış... Nitekim caminin içine girilince, tam ortasından kubbeye doğru bir merdiven yükseliyor.
O merdivenler öncelikle kubbenin 4 yanına yerleştirilmiş, "İtikaf Odaları"na (Terapi Odaları) götürüyor. Merdivenin ikinci kademesi de minareye yönleniyor.
Kalaycı?ya sordum:
Caminin tepesinde, minare görevi gören noktasında 4 bayrak direği ve Türk bayrakları var. Özel bir anlamı var mı?
- Otağı Hümayun (padişah çadırı) havası verdim. Türklerin birlik ve beraberliğini, inancını simgelesin istedim...
Kısacası, Yurdaer Camii ve Külliyesi her yönüyle ilginç...
Üniversitede ateistti, şimdi camiyi anlatıyor
YURDAER Kalaycı, üniversite yıllarında "ateist"miş. Yani, Allah?a inanmaz, hiçbir dine kendini yakın görmezmiş:
Zübük ve Akbaba?da çizdim. Aziz Usta?nın (Nesin) rahle-i tedrisinden geçtim.
- Bir zamanlar ateistken dönüşünüz nasıl oldu?
Üniversiteyi bitirirken çok düşündüm. "Allah yoktur" gibi bir düşünceye tam olarak kendimi inandıramadım. Onun üzerine İslam?ı okumaya koyuldum.
- Sonunda işi cami ve külliye yaptırmaya vardırdınız...
Evet... Gerçek anlamda eğitim yuvası şeklinde hizmet verecek bir külliye modelini Bolu?da ortaya koymak istedim.
- Bilgisayar kursu ücretli mi peki?
Hayır... Öğretmen Halk Eğitim Merkezi?nden geliyor...
Ateist Yurdaer Kalaycı?dan cami ve külliyeye... Oradan da bilgisayar ve Kuran kursunu birlikte yürüdüğü bir modele...
İncelemek, üzerinde durmak gerek...
Musalla taşlarıyla çocuk parkı yan yana
YURDAER Kalaycı, Bolu?daki cami ve külliyeyi kendi elleriyle çizmiş... Ortaya çok farklı bir eser çıkmış... Camiyi gezerken iki musalla taşının yanıbaşında çocuklar için oyun parkı olduğu dikkatimi çekti:
ÆÇocuk parkını neden camiyle bu kadar iç içe yaptınız?
- Küçüklükten itibaren çocukların da camiye ayakları alışsın, dinimizi o yaşlardan itibaren özümsesinler istedim.
Kalaycı?nın cami ve külliyenin her noktasına "İslam Rönesansı" bakışıyla yaklaşması bana ilginç geldi..