Sn Başbakanımız:

Tünel açılınca Bolu'nun destinasyon merkezi olması gerekir.

Sahip olunan güzellikleri gösterip, değerlendirmemiz lazımdır.

Bunun için Valimizin ? Özellikle tüm devlet kurumlarının araçlarını kullanarak?, güzelliklere ulaştıracak yolların yapım seferberliğini başlatması lazımdır, demiş

Çok doğru.

Ben bu düşünceyi, yıllar önce;

DPT'ye sunulan raporumda ortaya koymuştum.

DPT uygun bulmuştu.

İşte o rapordan bir pasaj:

*- Özel idareler ve belediyeler belde için vardır.

Bütün kaynakları belde için,

belde halkının istek ve çıkarları doğrultusunda kullanılır.

Bolu kendi imkanlarını kullanıp;

şehir merkezi ile zengin doğasını süratle birleştirmeye çalışmalıdır.

Ana hedefimiz bu olmalıdır.

Esasen Bolu zengin tabiatına hiçte uzak değildir.

Süratle, Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü ve Orman Bölge Müdürlüğü,

özel idare işbirliği ile tüm orman yollarının iyileştirme çalışmalarına başlamalıyız.

O günkü mahalli siyasetçilerin, sivil toplum örgütlerinin ve bürokratların ilgisizliği yüzünden, DPT'nin uygun bulduğu rapor, uygulanamadı.

(Kim dinler Yalova Kaymakamı'nı özdeyişi gerçekleşti)

****

Yıllar yılı Bolu turizmle nasıl kalkınır konulu, geyik muhabbetine devam edildi.

Daha neler oldu neler.

(Teşvik ile mağdur edildik, plan masalları ile uyutulduk. Doğamızı tahrip edip ?boklu cennete? çevirdik. Yaylalarımız talan edilmekte v.s)

Vali Mehmet Ali Türker zamanı, aynı konudaki bir toplantı ardından;

köşemde (22/04/2002); ?Turizm de bir arpa boyu? başlıklı yazı yayınlamış, ekine, aynı raporun benzerini koymuştum.

Vali bey, beni arayıp;

bu raporun altına beş imza atarım dedi.

Ertesi hafta bolununsesi, bu ifadeyi manşet yaptı.

Umutlanıp, bekledik.

Vali dahil, kimse parmağını kıpırdatmadı.

Beş imza ve rapor unutuldu gitti.

Ama ben unutmadım.

****

Eğer zamanın yetkililerinin maksadı ?dostlar alışverişte görsün? değil de;

Sn Başbakan'ın şimdi gösterdiği hedefin gerçekleşmesi olsaydı;

Bolu'nun her türlü turizm alt yapısı şimdiye kadar tamamlamış? olurdu.

* İşte o zaman, Bolu destinasyon merkezi olabilirdi.

****

İnsanlar bir yöreye, sırf tabii güzellikleri ve turistik tesisleri var diye gitmez

Daha pek çok şey arar.

Öyle olmasaydı;

yıllardır Bolu'nun turistle dolup taşması gerekirdi.

[Bolu da halen 5000 yatak vardır.

Yılda 1.800.000 geceleme eder.

Halen geceleme sayısı takriben 300.000'dir.

Bu sayıyı 300.000 değil de 600.000 saysak bile;

1.200.000 kişilik atıl kapasitemiz vardır.]

Turistin gelmesi, turizm alt yapısının varlığına bağlıdır.

O'da Bolu'da yoktur.

Turizm alt yapısının oluşturulması uzun zaman alır.

İnanç, kararlılık, sabır, bilgi ve bilinç ister.

Lay lay lom ile turizm olmaz.

****

Bir zamanlar;

bir (Alman veya İngiliz) mühendis Anadolu'yu köy köy dolaşır.

Gittiği her yerde, akan bir dere veya nehir kenarında durur.

Suya bakar, cık cık deyip, az Türkçe'si ile:

?Su akar, Türk bakar? der.

Bu halkın türettiği kara mizahtır.

20'nci yy. başı için geçerli olan bu tablo:

Bolu'da hâlâ geçerlidir.

****

Yukarıdaki raporumdan bir pasaj daha:

*E-5 den, otoyoldan geçenlerde turisttir.

Ve biz bunları da tatil için seyahat edenler gibi Bolu'ya çekmeye çalışmalıyız.

Bunun için zihniyet değişikliğine ihtiyacımız vardır.

Hâli hazırda bütün bu insanları Bolu'ya çekmek için,

hiç bir şey yapmamakta, hatta Bolu'ya uğramamaları için,

gereken tedbirleri almış bulunmaktayız.

Bunları ben demiştim, demek için yazmadım.

Aymazlığımızın boyutunu göstermek istedim.

O zamandan beri, şapkamızı önümüze koyup düşünmedik.

Bıçak kemiğe dayandı.

İş işten geçti.

Tünel açılınca, otoyoldan milyonlarca yolcu(turist) akacak.

Yani, su akacak, Bolu ağzını açıp bakacak.

****

Tünelin açılması ile Kaynaşlı-Bolu arası, yarım saat değil 10 dakika olacaktır.

İstanbul'dan gelenler için, azalan zamanın tamamı 20 dakikadır.

Ankara'dan gelenler için, değişen bir şey yoktur.

Bu durumda:

Tünel açılınca, bugüne kadar Bolu'ya yönelmeyen insanlar;

Bolu artık komşu kapısı oldu, zırt pırt gidelim, der mi?

Ne yazık ki, kimse böyle demez.

Üstelik geçerken, Bolu'yu fark edemez.

Bolu'ya sigara parası bile nasip olmaz.

****

Tüm gayretler, tünel çıkışını ele geçirmek üstüne.

Bolulular her zamanki gibi, ilgisiz.

(Başbakan'ın katıldığı törene Düzce'den çok, Bolu'dan az katılım olmuş)

Düzceliler şahin gibi.

Elmalık ?Bolu hududu? içinde imiş;

Bolu Belediyesi orayı, alelacele mücavir alan içine alıvermiş.

Kim dinler.

Onlar, Bolulunun ?Ensesine vurdun mu, ekmeğini ağzından alırsın?, diye düşünürler.

Ama bu defa durum farklı!

Ganimet çok büyük.

*-Onların şahinliği!

*- Bolu'daki menfaat gruplarının saman altından su yürütmeleri!

yeterli olmayabilir.(**)

Kartallar,(büyük sermaye grupları) av'ın peşinde.

Böyle bir avı kolay kolay kaptırmazlar.

Şahinler ve saman altından su yürütenler havasını alabilir.

Kartallar, Elmalık bendini muhkem yapar.

[balıkları bent'e toplar.

Sepeti suya, daldırıp yakalar, kimseyi yanaştırmaz .

Dere kenarında duran da, ağzı açık, alık alık bakar]

Kartallar balıkların tümünü toplar.

Yıllardır, turizm rüyası görüp, uyuyan Bolu gene:

*Dimyat'a pirinç'e gideyim derken, evdeki bulgurdan olacak..

*Yavan ekmeği de elinden alınacak.

Yutkunup,avucunu yalayacak.

****

Varsın olsun!

Hak değirmende olu, otoyolda olmaz.

Burası Bolu, öyle de olu, böyle de olu.

****

NOT:- Lütfen bolununsesi'nde ( 22/04/2002) yayınlanan, ?Turizmde bir arpa boyu? başlıklı yazımın ekinde ki;
?Bolu dağ turizmi tatil şehri, pilot bölgesi seçilmelidir? başlıklı raporumu okuyunuz.

(*) DESTİNASYON= Turizm de varılacak ?hedef yer? anlamında kullanılır.
(**)11/4/2005 t. Turizm diye diye,18/4/2005 T. Turizm haftası mangal tahtası, 30/5/2005 t. Bolu kurtlar vadisi olmamalı, başlıklı yazıma bakınız.